3 Ekim 2012 Çarşamba

Anka Sahaf | Karşıyaka | İzmir

Yılların deneyimini (yirmi sekiz yıl) kitapseverlerle buluşturan ve beş yıldır Karşıyaka'dan İzmirlilerin ve internet üzerinden tüm Türkiye'nin eski kitap ihtiyacına cevap veren Anka Sahaf, İzmir'in bir diğer güzel sahafıdır.

Anka Sahaf, elindeki kitapların çoğunu dizinlenmiş durumda. Kendileriyle görüştüğümüzde ellerinde dizinlenmiş olarak 35539 kitap bulunduğunu belirteyim. Güzel olan, bu kitaplara internet üzerinden NadirKitap ve GittiGidiyor vasıtasıyla ulaşmak mümkün.

30 Eylül 2012 Pazar

Hisarönü Sahhafiye | Konak - Kemeraltı | İzmir

Hisarönü Sahhafiye Ali Haydar Bey'in yıllardan beridir sahaflık yaptığı güzide mekanı. Biz de hem kendisiyle tanıştık, hem de sayesinde "İzmir'de nereden eski kitap bulunabilir?" sorusuna bir çentik daha atmış olduk.

Hisarönü Sahhafiye 15 senedir açık. "Eski" niteliği taşıyan, basımı şu anda yapılmayan pek çok güzel kitabı bulmak mümkün.

15 Aralık 2011 Perşembe

Figure With Meat -1954 (Francis Bacon)

Figure With Meat - Francis Bacon
Francis Bacon dendiğinde birçok kişinin aklına 17.yy'da yaşamış ünlü İngiliz düşünür gelecektir. Ancak öyle bir Francis Bacon daha vardır ki, bu kişi 20.yy'da yaşayan rahatsız bir ressamdır. 20.yy New York akımı olan figürleri bol miktarda kullanır. Hatta, o bir figur ressamıdır.

Resimlerinin hemen hepsinde varoluşun ızdırabı görülebilir. Figürler boş bir odada tek başına, yalnızlıkta kaybolmuş ve ümitsizlikle boğulmuştur. İnsanı var yapan yaşam, kocaman bir yanlıştır, karanlıkta.

Deriler soyulmuştur ve çürümeye yüz tutmuştur. Yükseldiğini sanan insanlık, kokuşmuştur. Din;  güler koca bir ağızla, içi boş etler arasında.

Figure With Meat de böyle bir figür tablosudur işte. Ortada Pope Innocent X ve etrafında çürümüş bir etraf.

19 Temmuz 2011 Salı

Gevende : Dışarının dışına uyan

Çoğu yerde indie olarak kısaltılan bağımsız müzik ne kadar bağımsız olabilir? Nereden bağımsız olabilirsiniz? Kurallardan? Enstrumanlardan? Dillerden? İnsanlardan? peki kendinizden, yaşamdan?

Bazı hayali gerçekler var yaşamda. Hani, bırakırsanız öleceğinizden sıkı sıkı sarıldığınız, olmayan, sağlam kütükler. Kültür diyerek sıktığınız, geçmiş diyerek övündüğünüz, ırk diyerek yücelttiğiniz, din diyerek saplandığınız.

Dünya ise, kendi dilinizi konuşanlarla bile anlaşamadığınız semazen. Ve semazen döndükçe sarhoş olan, olmayanı yaratan, yerdekini koparıp göğe ağlayan, bulunduğu çukura tersten bakıp tepedeyim sanan; insan.

Ne kadar kendin olabilirsin, sadece sızlanarak Dünya'ya?
Bir kez olsun, bildiğin her şeyin dışına çıkıp, sen olan kendine bakmak için;
nayu

5 Mayıs 2011 Perşembe

Choi Xoo Ang : İnsanın Doğusu

The Entangled Couple

Choi Xoo Ang, vücut parçalarıyla harikaları başaran heykeltraş. Pek boş sözle doldurmak istemiyorum burayı.


Ulaşın :
http://bit.ly/kIesik
http://bit.ly/ifobZL
http://www.artnet.com/artists/choi+xoo+ang/

19 Nisan 2011 Salı

Alex Roman - The Third and the Seventh



Eski her zaman iyidir diye düşünürdüm. Bir kağıt parçası bile, eskiden, kaybedilmemeli. Fotoğraf için, hep analog kalmalı makineler. Banyosu bile heyecanlı olmalı, titretmeli dizlerini. Film kayıt makinesiyse hep ses çıkarmalı, takır takır. Dakik, ritmik. Bekleyen filmler, toz kokmalı raflarda. Her istendiğinde değil, biraraya gelindiğinde izlenebilmeli en özel anlar. Dünya nefes almalı, dev binalar kanat çırpmalı, su damlaları asılı kalmalı havada. Yel değirmeni, hep dönmeli esen rüzgarda. Ve uyuyabilmeli insan başını koyduğunda, o yumuşacık taşa.

Bazı yalanlar, daha gerçektir yaşamdan.

Gehard Demetz 'in Hüzün Kutlaması

I hear the spirits while I whisper
"Düşünen Adam" dışında heykel, Auguste Rodin dışında heykeltraş bilmememden dolayı; herhangi bir heykeli yorumlamada ne kadar başarısız olduğumu farkettim. Gehard Demetz'ten sonra anladım ki, bu eksikliği kesinlikle doldurmam gerek. Yeryüzünde hem tene hem göze hitap eden bir sanat var, ve bundan uzaktayım.

Gehard Demetz, 2005 yılından bu yana inanılmaz eserlere imza atmış bir tahta oyucu. Hiç gülmeyen birsürü çocuğu var tahtalarda. Ayrıca, bilerek fazladan oyulmuş boşlukların her biri manalı yerlerde. Karınları boşaltılmış, kafaları delinmiş, kalpleri atamayan tahta çocuklar onlar. Demetz'ten çok, dünyanın eseri.

"Ne zaman gülücem Gepetto?"

http://www.geharddemetz.com/

25 Mart 2011 Cuma

Kérity, la maison des contes | Eleanor's Secret | Sihirli Kitaplar

Kitap okumaya başlama sebebim olabilir masallar. Babaannem kitaplardan okumazdı, kendi tabiriyle "masal satardı" bana. Okumasını bilmediğim için o koskoca masal sandığının içine bakar, ne çok masalım var derdim. Kitap kitap birsürü masal, oley.

Okumayı öğrendiğimde de hepsini okumuştum. Andersen masalları, Grimm kardeşlerin masalları.. Düşünüyorum da, neredeyse tüm masal karakterlerini tanıyacak kadar masal kitabım varmış :) Ne güzel.

Bir de, masallardan çok saçma çıkarımlar yapardım. Mesela "üç küçük domuz" dan tuğla varsa ağaç ve samanın kullanılmaması gerektiğini çıkarmıştım. Sonra,tüm kuğuların küçükken çirkin olan ördek olması gerektiğini sanırdım.

20 Mart 2011 Pazar

Les Amours Imaginaires | Heartbeats

Bir filmin, bir kitabın ne kadar değerli, ne kadar anlamlı olduğunu düşünürüm ister istemez. Kimisi çok anlamlı geliri kimisi anlamsız. Kimisi çok güzeldir, kimisi de o kadar da güzel değildir. Kendime şöyle derim : Kimsin ki, bir esere kötü diyebilirsin. Anlamamışsındır, anlayamayacaksındır. Sadece aşk kelimesi bile sonsuz anlama gelebiliyorsa, eminim ki bilmediğim, anlayamadığım, anlayamayacağım milyonlarca anlamı da vardır. Les Amours Imaginaires'de bu şekildeki Xavier Dolan filmlerinden biri. Herhangi bir kişiden, özellikle yaşadığımız kültürden oldukça uzak. Derin bir "Dolan" taşıyor içinde. Ne kadar anladım da desem, "Dolan" olmamamdan kaynaklanan bir eksiklik olacak elbet.

Tıpkı bir şairin şiirlerini kendine yazması gibi. Evrende hareket eden binlerce gezegen, ve bir yıldızın etrafı.Kendisi iyi bir senarist, iyi bir oyuncu ve iyi bir yönetmen olunca evreni istediğiniz gibi Dolan'dırabiliyor etrafında. Böyle bir adamla beraber büyümek bir yana, aynı yüzyılda yaşamak dahi güzel bir şey.

19 Mart 2011 Cumartesi

Mysterious Skin

Kaç farklı rengi vardır çocukluğun? Kaç farklı gökküşağı vardır yerde? Yutkunurken kaç yaş hissedersiniz boğazınızda?

Küçükken görülen gelecek; yaşamın dumanını emmemiş,  berrak bulutlar gibi . Kocaman bir sonsuzluk vardır önünüzde. Baktığınızda göğe, bir daha dokunmaksızın yere, uçarsınız hayallere. Yaşam, bu hayallerle ilerler işte. Gökkuşağının tepesinden güzeldir her şey. Uzaktır tüm dünya, dert tasa. Tüm canlılığıyla yedi renk yaşarsınız. Bulutlar gülümser beyaz dişleriyle, ağlamazlar.

Fakat dağılmışsa kuşak, yerdeyse yedi renk, güneş ardından görünmüyorsa ağlayan gri bulutların, boğazınız bir yetişkin tadıyla yanıyorsa ve çocuksanız; kararmış hayaller dev bir çekiç gibi çiviler sizi dünyaya. Bırakın uçmayı, kıpırdayamazsınız bile.