25 Mart 2011 Cuma

Kérity, la maison des contes | Eleanor's Secret | Sihirli Kitaplar

Kitap okumaya başlama sebebim olabilir masallar. Babaannem kitaplardan okumazdı, kendi tabiriyle "masal satardı" bana. Okumasını bilmediğim için o koskoca masal sandığının içine bakar, ne çok masalım var derdim. Kitap kitap birsürü masal, oley.

Okumayı öğrendiğimde de hepsini okumuştum. Andersen masalları, Grimm kardeşlerin masalları.. Düşünüyorum da, neredeyse tüm masal karakterlerini tanıyacak kadar masal kitabım varmış :) Ne güzel.

Bir de, masallardan çok saçma çıkarımlar yapardım. Mesela "üç küçük domuz" dan tuğla varsa ağaç ve samanın kullanılmaması gerektiğini çıkarmıştım. Sonra,tüm kuğuların küçükken çirkin olan ördek olması gerektiğini sanırdım.

20 Mart 2011 Pazar

Les Amours Imaginaires | Heartbeats

Bir filmin, bir kitabın ne kadar değerli, ne kadar anlamlı olduğunu düşünürüm ister istemez. Kimisi çok anlamlı geliri kimisi anlamsız. Kimisi çok güzeldir, kimisi de o kadar da güzel değildir. Kendime şöyle derim : Kimsin ki, bir esere kötü diyebilirsin. Anlamamışsındır, anlayamayacaksındır. Sadece aşk kelimesi bile sonsuz anlama gelebiliyorsa, eminim ki bilmediğim, anlayamadığım, anlayamayacağım milyonlarca anlamı da vardır. Les Amours Imaginaires'de bu şekildeki Xavier Dolan filmlerinden biri. Herhangi bir kişiden, özellikle yaşadığımız kültürden oldukça uzak. Derin bir "Dolan" taşıyor içinde. Ne kadar anladım da desem, "Dolan" olmamamdan kaynaklanan bir eksiklik olacak elbet.

Tıpkı bir şairin şiirlerini kendine yazması gibi. Evrende hareket eden binlerce gezegen, ve bir yıldızın etrafı.Kendisi iyi bir senarist, iyi bir oyuncu ve iyi bir yönetmen olunca evreni istediğiniz gibi Dolan'dırabiliyor etrafında. Böyle bir adamla beraber büyümek bir yana, aynı yüzyılda yaşamak dahi güzel bir şey.

19 Mart 2011 Cumartesi

Mysterious Skin

Kaç farklı rengi vardır çocukluğun? Kaç farklı gökküşağı vardır yerde? Yutkunurken kaç yaş hissedersiniz boğazınızda?

Küçükken görülen gelecek; yaşamın dumanını emmemiş,  berrak bulutlar gibi . Kocaman bir sonsuzluk vardır önünüzde. Baktığınızda göğe, bir daha dokunmaksızın yere, uçarsınız hayallere. Yaşam, bu hayallerle ilerler işte. Gökkuşağının tepesinden güzeldir her şey. Uzaktır tüm dünya, dert tasa. Tüm canlılığıyla yedi renk yaşarsınız. Bulutlar gülümser beyaz dişleriyle, ağlamazlar.

Fakat dağılmışsa kuşak, yerdeyse yedi renk, güneş ardından görünmüyorsa ağlayan gri bulutların, boğazınız bir yetişkin tadıyla yanıyorsa ve çocuksanız; kararmış hayaller dev bir çekiç gibi çiviler sizi dünyaya. Bırakın uçmayı, kıpırdayamazsınız bile.

11 Mart 2011 Cuma

Einstein and Eddington

Üniversiteye gelene kadar, fiziğe inanılmaz bir ilgim vardı. Bunun en temel sebebi ise Einstein idi. Hani, birçok insanın süper kahramanı vardır ya, kimisi uçar, kimisi demirdendir, kimsi de çok güçlüdür. Benim kahramanım Einstein olmuştu hep. Öyle ki, Einstein okuma yazmayı geç öğrendi dediklerinde : "Ben erken öğrendim, sanırım aptalım" gibi çıkarımlarım olmuştu.

Sonra lise derken, görecelilik kuramı, izafiyet teorisi öğrendik. İyice kahramanlaştı elbette Einstein amcam. Kendi boyutunu aşan bir düşünce, hiç bir deney olmadan nasıl çıkartılabilir hala aklım ermez.

Einstein and Eddington, BBC Tarafından televizyonda yayınlanmış yarı belgesel film niteliği taşıyor. Film, Einstein'ın görecelilik kuramının ortaya çıkışı ve bunun Sir Eddington tarafından ispatlanışını konu alıyor.

9 Mart 2011 Çarşamba

Kül Kitabevi | Karşıyaka | İzmir

Kül Kitabevi, içinde her ne kadar daha çok yeni kitapları barındırsa da, eski kitapçı sayılabilecek kadar ikinci el kitaba da sahip. Ayrıca benim ilgimi çekmiyor olsa da ygs-lgs-... tarzı birsürü kitabı da içinde barındırıyor. Kitabevinin eski adı "BEŞERİ"  imiş.  Belki önceden İzmir'de olup, kitabevini bilen ama çıkartamayanlar olmuş olabilir.

Kül Kitabevi'nde kitapların indeksli tutulması büyük avantaj. Eğer kitap falı bakarak kitap almıyorsanız, istediğiniz eski kitabın ismini söyleyerek ellerinde olup olmadığını öğrenebilirsiniz. Bunun yanında, yakın bir zamana kadar gittigidiyor.com üzerinde de satışlar yapmışlar.

8 Mart 2011 Salı

Voksne Mennesker | Tutunamayanlar | Dark Horse

Teknoloji gün geçtikçe gelişiyor. Mükemmel film efektleri, kırdılar, hoplamalar, ışınlar, patlamalar.. gerçeküstünün gerçeğe inmesi. Dagur Kári bunların tümünü elinin tersiyle iterek, günümüz insanının hoşlandığı laylaylomlardan vazgeçip duyguya yönelmeyi seçmiş. Bu yüzden izlediğim en renkli siyah-beyaz film, Voksne Mennesker oluyor.

Her ne kadar eski tekniklerle ve kamerayla çekilse de, her ne kadar oyuncular kadar ön planda olan eski bir araba olsa da, film batı tarzı yaşayan günümüz insanını konu alıyor. Maddiyat, sahiplenme, annelik, babalık, bencillik, arkadaşlık, ümitler, başarısızlık, çaresizlik, iki yüzlülük, çekememezlik.. aşk. Birçok uç noktadaki farklı insan, bir yaşamın etrafında toplanıyor.

7 Mart 2011 Pazartesi

Smyrna Kitabevi | Karşıyaka | İzmir


Smyrna Kitabevi, İzmir'de gidilebilecek eski kitapçılardan biri. Sadece güncel kitapların ikinci elini değil; baskısı tükenmiş dergileri, kitapları veya çok sevdiğiniz bir yazarın, sevdiğiniz bir kitabının birinci baskısını bulmanız mümkün.

Söyledikleri kadarıyla, ellerinde 100.000'in üzerinde eski kitap var. Maalesef ki bu kitaplar indekslenmiş değil. Fakat rafların tamamı türlere göre alfabetik olarak sıralanmış. Bu da gittigidiyor'da veya nadirkitap'ta bulamadığınız kitapları, burada bulabilme olasılığı sağlıyor.