1 Aralık 2010 Çarşamba

Nói albínói [Noi the Albino]


.: IMDB :.
Nói albínói, İngilizce ismiyle Noi the Albino; Albino hastası 17 yaşındaki Noi'nin İzlandadan kaçma çabasını anlatıyor.

Minicik bütce, profesyonel olmayan oyuncular, çekim için kullanılabilecek 3 tanecik kasaba.. Bunlara rağmen, insanı etkileyen bir film.

İzlanda; 2008 yılının en huzurlu, 2010 yılında ise Yeni Zelanda'dan sonra en huzurlu ülkesi seçilmiş durumda*. Film, minik bir kasabada da geçse, insanlardaki bu güven duygusunu, sakinliği yansıtmayı başarıyor. Her yer bembeyaz, özellikle İzmir'de olduğum şu günlerde, hiç gelmeyecek o kar yağışına hasretimi iyice tetikleyen cinste. İşte bu bembeyazlık, kendisi de bembeyaz olan Noi için huzursuzluk kaynağı. Aydınlığın, beyazın, karın boğuculuğunu hissedebiliyorsunuz Noi üzerinde. Zeka kübünü hemen çözebilen Noi, derslerde sınav kağıtlarını doldurmaya bile tenezzül etmiyor, üstelik okuldan atılıyor. Peki, nasıl bir duygu insanı buna itebilir ki? Yanlışlıkla çocuk sahibi olduğunu ikidebir dile getiren baba mı? Bembeyazın getirdiği durağanlık mı? Babaanneyle yaşıyor olmak mı? Sahip olduğu albino hastalığı mı?.. Kierkegaard'a sormak lazım bunu.


Ve palmiyeler. Kendinden, her şeyden uzaklaşmanın isteği. Bembeyaza birebir zıtlık. Konuma duyulan sonsuz hoşnutsuzluk. Duvar döşemesinde, doğum günü pastasının tepesinde, fotoğraf gösteren o kırmızı alette(ismini hala bilmiyorum)... her yerde palmiyeler var. Gecenin bir yarısında girdikleri müzede bulunan ledli haritada da ışığını yaktıkları yer, yine palmiyeleri olan Hawaii.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder